Çarşamba, Mayıs 24, 2006

m.s. gezi-1


Bu sayfaya başlangıcım Milat olsun.. bu durumda ;
M.S. Gezi biiirr ağva yolu düştü aklıma sadece haftasonu tatili..

Evde Bıraktıklarım..
Laptop çantam boşaldı... bilgisayarı odama bıraktım
aileme de evi ve arabayı bıraktım :D
ve benim için şehiri, işi hatırlatan topuklu ayakkabımı :D evde bıraktım

Çantada olanlar.. beni mutlu edenlerden ibaret
ince tişörtler, bir jean yeterli, mayo "sauna keyfi için", krem "yumuşacık yapan, kokulu olan değil.." bepanthane aldım doğal ortam için gerekli deyip
ve çocuksuluğumu aldım hep güzel anılarıyla hatırladığım, pembe renkli çorabımı, rujumu, kokumu..

Doğa canlandı, bahar tadını ve kokusunu getirdi çoktaaan ..

keyif dolu 2 gün için yazabileceklerim,
ağzım kulaklarımda dolaştım.. hamakta sallandım.. şömine başında, gördükleri ateşin heyecanı, ilginçliğiyle semer şeklindeki tabureyi paylaşamayan çocuklarla konuştum.. göksu deresinde suyla oynaşarak ilerledi kayık..
yemek ve sonrası canlı müzik vardı, otel sahibinin o tok sesinden şiir dinledik çıt çıkarmadan.. hayattan ne aldığını bilen, duygularını tamamlamış birikimli bir adam Galip abi.. tabii ondan dinlemek daha keyifli oldu..
ilk kez bisiklet kullandım düşmekten korkmadan pedal çevirdim.. çünkü iki seleli bisikletin arkasında güvende olmak gibisi yok.. gecikmiş ötelenmişte olsa rüzgarı hissetmek keyifli oldu.. bisiklette çocuk gibi dilediğimizce bağırdık konuşurken.. belkide ön sele duruma farklı bakacak ama olsun bu kadarcık yükümüz :D
pek çok tatlı sohbet edildi "canımın içi.. meğer dostluk ortakmış bize.."

kısaca dayanıklılık için, tekrarlamak gerek gülüşleri, sohbetleri, heyecanı, şiiri, müziği, çocuksuluğu..

Perşembe, Mayıs 18, 2006

TECRİTLİ DÜŞLER



demirdendi pencerem.. diplerde dolandım ve vicdan muhasebesinde kaldım,
derinden.. sessiz.. yasaklı..
Konuşurdum ! biliyordum !
ama unuttum bir tek ses çıkaramayacak kadar hemde..

Konuşmuyorum ama sorularım var aklımda dönen
gerçek mi bu?
yoksa hayal alemimi? karıştı bilemiyorum !

hiç bir delil yok bu işkencede..

Bilincimi yitirmek korkutuyor..
Kalan ışık için, Bitsin tecritim.. düşlerim için ne olur..


..
.

Resmin anlatımı için bu kelimeler yeterli olur mu bilmiyorum
kendisini kısa sürede olsa böyle hisseden herkez için ve
insanca duygunun çok iyi anlatılmış olduğu bu fotoğrafta

kim bilir daha ne kadar çok söylenir kelime var..

sözün bittiği yerdeyim şimdi
bakıyorum
görüyorum ifadesi zor..
bu kurgunun ve sanatçısının yüreğine sağlık

Cumartesi, Mayıs 13, 2006

gidiş-dönüş



Öylece tutuldum kaldım.. sanki ben ben değilim
ya biraz ne olur.. biraz bırak beni aklım !

ben kendime ağır gelmeye başladım şimdilerde

hiç yatmamak yada hiç çalışmamak..
içimden dışarıyı duymamak..görmemek..

kurtulmak bunca şeyden çok mu ? zor mu?
çıkmazlar mı bu bendeki..
dar sokaklara mı düştüm ..
çığlıklarımı duyuyorum etraftan gizli sessiz..

hani büyüyünce olmaz yaşanmaz baktığım.. meğer oda büyüyormuş

sussun içimdeki ses
yoo vazgeçtim sen susmazsın ki



İNSAN öyle büyük bir yalnızlık ki

en iyisi biraz müzik dinlemek

yanımda kendime dair herşeyi alıp gidiyorum ..

müzikli bir yere

bu pencerede sizinle

sayfada yalnız kalsın sizin için ..

Perşembe, Mayıs 04, 2006

Aydınlıktı Karanlık

karanlıktı hissedilecek kadar da aydındın oysa
aynı yerdeydik yanyana geldik.. oturduk.. sustuk..



belki de
kısa bir süre karanlıktı.. aydınlık içindi oysa..

ve hikaye başladı 3.. 2.. 1..

ışığı varsa karanlığın..
dönüş biletini almak kolay ve yakın

annemsiz iki hafta

ilk bir kaç gün kolay dedim annem birkaç yemekle bıraktı bizi..
tedirgindi annem ilk defa babam, ben ve erkek kardeşimi bu kadar yalnız bıraktığı için .. oysa ne çok şey öğrendik..

-anne niye merak ediyorsun kocaman olduk biz!
desem de 3. gün sonrasında değişti herşey.. :)
ben işteyken babamın yaptığı tuzsuz yemeklerden sonra anladım ki, bir kadın eli değmeli mutfaktaki sebze ve tencere ye ..

uzuun aradan sonra ilk defa yemek yapıyordum.. her günde kahvaltı yapılmıyor tabii

işten eve gelir gelmez kolları sıvadım! bu durumdan en çokda babam keyif aldı..


-baba ne yapsam dolapta neler var?
-ıspanak ..
-hıı güzel ne yapsam acaba çorba mı? evet evet
-size güzel bir çorba yapıyorum
(şunu yinede sorayım nasıl yapılacaktı ki)

ıspanak çorbasından sınıfta kaldım .. denediğim ikinci yemek pilavdı ve kurtarıcım oldu.. tavuk ve pilavla kapadık akşamı..

sonucu değiştirmeyi isterdim ama yapacak bişey yok artık
ahh kardeşimin telefonda;
-çorbaya biraz da mısır unu kat
lafını çokda dinlemesem yemeğim güzel olabilirdi..

çünkü o mısır unu, öyle laaaap diye konmamalıymış düşünemedim :(
çıkan sonucu tahmin etmişsinizdir.. top top unlar oldu çorbanın içinde.. resmimi ? görmeniz iyi olmaz :) kesin

kadın eli değmeside feci bişey olabiliyor bazen.. niye şu tarifleri tam vermezlerki sanki hergün yemek yapıyorum.. artık biliyorum unu soğuk suda çırpmalıymış önce :D

annem döndü yiğenlerimde çok iyiler.. bu işe en çokda ben sevindim..

canım benim meğer ne çok özlemişim :)

en kısa sürede yemek yapmak için eğitim almam şart oldu..

Salı, Mayıs 02, 2006

8 saat için 1 Mayıs (Kökenleri)


sekiz saatlik iş gününü elde etme aracı olarak kullanma düşüncesi ilk kez Avustralya'da doğdu. Avustralyalı işçiler, 1856'da, sekiz saatlik işgünü lehinde gösteriler yaparak, toplantılar ve eğlenceler düzenleyerek, hep birlikte bir günlük iş bırakmaya karar verdiler. Avustralyalı işçiler bu kararı, yalnızca 1856'da uygulamaya niyetlenmişlerdi. Ama bu ilk kutlamanın Avustralyalı proleter kitleler üzerinde çok büyük etkisi oldu, onları canlandırıp yeni bir heyecana yol açtı ve bu kutlamanın her yıl tekrarlanmasına karar verdiler

Avustralyalı işçilerin örneğini ilk izleyen Amerikalılar oldu. 1886'da l Mayıs'ın evrensel bir iş bırakma günü olmasına karar verdiler.l Mayıs'ta 200 bin Amerikalı işçi iş bıraktı ve 8 saatlik işgünü talebinde bulundu. Daha sonra uygulanan polisiye ve yasal baskılarla, işçilerin bu ölçekte bir gösteriyi tekrarlaması birkaç yıl engellendi.

İlk l Mayıs'ta sekiz saatlik işgününün uygulanması talep edildi. Ama bu hedefe ulaşıldıktan sonra da, l Mayıs'ın kutlanmasına son verilmedi.

Kuş gibi Küçük

zaman..
bazen geçmiyor bazen yetmiyor

Ankara, Samsun, Bursa, İstanbul arasında çok küçüktüm.. çok büyüktüm bazen

uzaklarda duvarlar var küçücük kaldığım
birde hayallerim.. gelecek güzel günler için sakladığım..



aynı düşlerimdeki gibi kanatlansam, uçsam ..
uyandım düşümden sonra, gördüm gerçeği.. kanatsız kuş olmak zor
görsen beni.. yada gel gözüm ol gör beni..

bugün çok küçüğüm çok yetersiz
yeni ülke.. yeni şehir.. yeni güneş.. yeni denizler için