Cumartesi, Aralık 30, 2006

Bayram gibi 2Bin7


Bir ömürde bir yıl neki geçti işte
şimdi hayal ve umutlar 2007 için söylenecek


Bayramla biten ve başlayan

Yeni Yılın tüm Dünya'ya


Barış Dolu yarınlar getirmesi dileğiyle



MilliPiyango bilet numaram: 9707594
buraya ekliyorum bu yıl böyle olsun..

Şanslı girersem mutlaka blogcularla paylaşmak için,
ikramiye büyüklüğüne göre organizasyonları şimdiden düşünmek,
iyi hayaller yaratmak için..

Hayal yada planlara yorum kısmı açık
dileyin benden ne dilerseniz.. :DCAN

Pazartesi, Aralık 25, 2006

Unuturum

Hikayeydi, küçük bir yerdeydim .. Anımsamaktan çok, unutmam gerek.
Tamam biraz daha açıkça söylenmeli; geçmişte olanları unutmak, yapılanları yapılamayanları, yaşadıklarımı, yaşayamadıklarımızı, sözlerini kesen alaycılıkla karışık yorumları..

Unuturum

Seni iyi tanıyamadığımdan,
geç anlamamdan oldu.
Kişisel ilişkimiz için, sağlıklı kalabilmesi, devam edebilmesi için.
Dostlarımın yaptıklarını unutmam gibi.. Unutmam gerek..
Bunun aksi de olabilir sanırım; olanları unut.. O bilinen kişi ..

Sonuçta bazı şeyleri unutmakta sonsuz yarar var.
Gelinen noktayı ben sevmedim ve üstüme düşeni yapıyorum unuturum; adını, yazılarını, uğramam mahallene.. başkası gelmez elden..
Şimdi cevap bekliyorum desem olmaz! Sıra sende unuttum yazdığımı ..
Tamam yorum yok! soru hiç yok..
1.. 2.. 3.. TIP

Yeter sen konuş tekrar diye.. Bir daha silmeden konuş dünyayı parlat yeniden..
Bir ömür boyu..

Salı, Aralık 19, 2006

Suç Ortaklarıma

beni bu işe siz soktunuz şimdi öööyle rahat rahat oturmak,
ortadan kaybolmak oldu mu?

yakışmadı size.. artık yazılarınızın başına dönün,



Anemon;
öncelikle yazılarını özledim.. artık göremiyorumda, hep saklayacak mısın!?
halbuki çok seviyordum
yorumlarını , ben yazı yazdıktan sonra "devrik oldu" demeni

zaten devriğim tamam ama üstüne birde, burda sizsiz yalnızım anlayın işte..

GecePerim;
suç ortağı dedin kattın peki ortaklarım nerde! bilmiyorum ..

anemon soluklanıyor
gece perim kimbilir hangi kitabın içinde, hangi hikayelerde kayıpsın
birde külkedisi var ama onun ziyaretini duymadım sesizce mi izliyorsun?


buralarda bıraktınız.. yalnız, yarım kaldım anlayın işte..


Pazartesi, Aralık 18, 2006

Cevap Sorularda Gizli

Son günlerde yorum yaparken bile soru soruyorum.
Hayatın paradokslarından çıkmak, çıkarabilmek için

Yiğenimin sayesinde tabii, bir sürü soru soruyor. :)
Yanıtlarını aramaya başladığı, öğrendiği dönemde;
Bizden aldığı cevaplara ihtiyacı var, kendini oluşturacak kodları arıyor..
Cevapları bizde aradığı içinde biraz daha bize benzeyecek galiba..
..
.
Bazen birini dinlerken, bir yer varya;
.
"sessizlik olan" hani bişey demeni bekleyen bakış!
.
- sence neden böyle oldu?
.
fikrin önemli ! haydi bişey.. tam o sırada bir cevap ver bakalım.. kolay mı?
.
Senin için doğru cevap yokki bende.. !
.
-ya oda var !
-oda doğru!
diyenler, bilir bunu.. cevap versem, belki ne kadar saçma diyeceksin..
.
Hiç kolay değil, insanın kendisinin aradığı cevabını verebilmek.
yine kendisiyle savaşı hiç bitmeyeceğinden..
.
Bunu bildiğimden, bazen acayip kitlenirim çünkü dinlerken, okurken veya seyrederken odaklanırım anlatanın dünyasına..
.
acayip bişey.. yani öyle dalmışken, keşke sorular kendi yanıtlarını bulabilse :)
.
ama öyle olmuyor!
Hepimiz yanıt arıyoruz tüm hayatımız boyu, sorunların çözülmesi bitmiyorki!
habire artıyor, biz de habire yanıtlar üretiyoruz hızla.
..
.
Yanıtlar mı? onlar, kişiye göre değişiyor ve
doğru yanıt yok .. ! doğru soru var.
yanıtlar; insan ilerledikçe, yaşam şekli değiştikçe, değişiyor.
..
.
Doğru sorular sormak, ve bu konuda gelişmek gerekmez mi?
bu nedenle, sorulara kişilerin kendilerinin cevap bulabilmesi asıl ihtiyaç .. Sadece doğru soru konusunda destek olmak, çözümü hızlandırır, sonucu doğru olur

tıpkı çocukların ki gibi özgür cevaplar için,
çocuklara daha dikkatli bakın! ne kadar yetenekliler ..!

Cuma, Aralık 15, 2006

Yoksunluk





"Belki sen yoksun,
belki de ben.
Belki ve belli ki
biz yokuz sade bu dünyada,
sevgi var bizden öte,
öteden beri.."
Abdullah Anar





Cumartesi, Aralık 09, 2006

Korkulan Değişim

Şehir yaşamında korunaklı evlerimiz - işyerlerimiz de, makinelerle sunulan çözümlerin hayata getirdiği kolaylıkla, her birimiz bazen unutuyoruz gerçekte doğanın bir parçası olduğumuzu !..

Ortak dünyanın ortak sonu, çığlıkları büyüyor. Küresel ısınmanın etkilerini, susuzluğun kapıda olduğunu artık bağıra bağıra anlatıyorlar çığlıkları duydunuz mu?
Doğanın kırımıyla birlikte doğaya ait olan, ondan yararlandığını unutan insanoğlunun soyunun da sonu geliyor!...

Dünyada yokluk, açlık ve bozulmuş gelir dağılımı arttıkça.. sona hızla ilerlemekte kaçınılmaz.

Teknoloji obeziteye götürüyor bizi.. iştahla sadece tüketiyoruz.

Eski filmlerden bir replik geldi aklıma;

Kadın hayat kadını hayatını böyle kazanıyor, jönümüz Tarık Akan la karşılaşana kadar, hiç kimse değer vermemiş konuşmamış. Replik şöyle bakışı hayalinize bırakıyorum;

-.......hayatın boyunca bu zamana kadar ne ürettin?

kadının hayatı, aşık olacağı bu idealist adamın söylediği karşısında allak bullak olur ve değişimler başlar....

Çok farklı dönemler geçirdi önceki kuşakta yaşayanlar, değerler vardı korunan ve parasızda olsa sanata bakışı, toplumsal aydını vardı.

..

Artık dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan olayın bizi etkilediğini biliyoruz ve umursuyoruz.

Dünyanın bir yerinde olan depremin bir diğer yerdeki fay hattının gerilimini arttırdığı gibi .

Önceden taa uzakta bir olay yaşanıyorken daha huzurla durabiliyorduk.

Teknoloji bu durumu değiştirdi,

farkedersek (medya katkısıyla oluyor birçoğu... bu konuda başka bir başlıklı yazı yazmak şart oldu) yaşananlar hakkında hızla önlem alıp olaylarla bazen ilgileniyoruz.

birileri dünyanın bir yerinde,

insanlık sonunu bu resimdeki gibi gösterdiyse;

yaşanılası kılmak için bu dünyayı, hareket etmek gerekiyor.

Cumartesi, Aralık 02, 2006

Repredüksiyon Çalışması

fotoğrafın bendeki sorusu :
Kendinizi nasıl görüyorsunuz? Biraz hüzünlü, yalnız , güçlü mü yada?

Repredüksiyon Çalışmasına başlarken

En kolay resmi nasıl yaparız? küçük karelere bölerek..Böldüm kendimi ve karşıma aldım
Baktım tekrar,

gördüğüm her damla yaşadıklarım ve bu hatıralarda kendim ve hayatla birlikte yavaşça erirken..
bir zamanlar anlamı büyük olan, anlamını yitiriyorken .. bir daha baktım

Hiç bitecek gibi değil bu sulugözlü içimin sızısı.

Tüm hücrelerinde karşıma ben çıktım! tüm sorularında, yanıtlarında, çıkmazlarında

kendi tercihlerimin sonucu olan ben, bazısını boş, bazısını karışık buldum yansımalarda

hep kendimi görünce, çıkmazlarda benim olduğumu

bakakaldım seyrine ne garip bir tuzak.
Resmin, içimdeki oyununa ithaf olunur.