Salı, Aralık 16, 2008

Haftaya Dair Bir Gelecek

Ruhları kırılmış ve paramçarça bir kaç öykünün ortasında ömürlerimiz geçiyor.
Farkedersek belki düzeltiriz. Neyi, neden yaptığımızı düşünmekle başlıyor herşey.

Ortalık yangın yeri ve istemesek de onun tam ortasında kalıyoruz. Yanan; evler, ormanlar değil.
Yanan ev olsa sigorta öder ,
Araba olsa kasko var,
Orman olsa genel tepkimiz, TV başında seyredip tüh demek, üzülmek, çözüm bulmak, devletin, kurumların kucaklarında,
bu tip yangınlar kolay bu devirde.

Biz gerçek savaşı bu devirde, ruhlarımızın içinde yaşıyoruz.. Onu da paramparça edip, kendimize zarar vererek yapıyoruz, göremediğimiz yaralarımızı saramıyoruz çoğunda.

İçimizde intiharlarımız var. Kezlerce ölüp dirilmiş, sosyal intiharlarımız da oluyor. Yangınların merkezi burda sanki.

Dönemin ve bizlerin savaşlarını;
evde, işyerinde, TV de, birçok kişide sürekli görüyorum
EN AZ ONLAR KADAR benim de canım yanıyor.
Bu yangına su serpmekte çok mümkün değil malesef.

-----------
Bir yangın yeri;
-----------
Eskiden aşık olmak, bir resimle, bir kişiye olabiliyormuş :)
mesela babam, annemi bir kez görmüş
tutmuş kolunu, yanağından öpmüş birden
herşeye karar verilecek tek şey buymuş, onla geçen 1 saatlik konuşma.

Sorgulamadan, geçmişi didik didik edilmeden, saflığa inanılır, güven esaslı bir şeymiş

Şimdi, ilişkiler yıllar sürüyor terside olabiliyor ama değişmeyense
Evlilik yapılsa bile, yıllar sonra güvensizlik hortlayabiliyor çoğunda.

Sanki herkes aldatacak, yalanları olacak, bir yerden onu mutsuz bırakacak, inanmıyor hiç kimse bir diğerine ve dahi KENDİSİNE ... planlı bir çöküş yaşanan

Bu zor YALNIZLIK tekrarlıyor ve çürütüyor .
Neden? habire bu savaş devam ediyor ! Kendimizle,
başka dertlerimizi çözmek nasılsa kolay iş ..

Para var huzur var :( her şeyin bir çözümü var :)

içimizde hissettiğimiz, yada farkında olmadan kararttığımız vicdanlarımız dışında
Bu sadece sistemin getirisi mi? Hepimiz Kapitalist ve çürümüş müyüz?

---------
Bir başka yangın,
---------
Ruhu boşalmış biri var TV de,
özetle dramı; çok daha küçük yaştayken başlamış herşey. .
Ailede sevgiyi hissedememiş ve başkaları tarafından taciz edilmiş. Dolayısıyla, insanları sevmiyor ve uzak kalarak, güvenini azaltarak bir süre bastırmış yangınını. Canını yakmak isteyip kendini boşluğa bırakmış ama hayat, bu boşlukta bazılarına bir el uzatıyor, başlangıçta birine güvenmek ona da iyi geliyor, sanki azalmış gibi taşıdığı derdi.
Kırık dökük insanlar TV de, evlerinde birbirinin dinamosu oluyorlar..
Hey hat yaşanılan hiç bir şey sürekli değil ve izleyiciyle, artık yeter diyorlar! Uğraşmaktan vazgeçip, ayakta KAL diyorlar, kendilerine has bir şekilde bir reklam molasında.

Sanki TV de olup, herkese söyleyip, hezeyanını dışavurmak ona iyi gelecek
Ruhun daki boşluğu bir türlü dolmuyor hiç bir şeyle

İyileşmeyen ruhunda yalnızlık tekrar yakalıyor, uğraşmak zor geliyor
Diğerleri ne kadar yardım edebilir? sanki bir ömür, aynı hikaye de kalır ..

Peki onaracak mıyız?
İçindeki herşey , henüz "kor"ken dururken, dinleyip biraz kül olmasını bekliyoruz.

Biraz uyuşturup bekliyoruz, duygusal travmasının şiddetini azaltmaya..
Zorlanıyoruz ama yalnız olmadığını ve güvenimizi görecek kadar reyting yapıyoruz.

------------
Bir diğerinin yangını,
------------
Ayrılmış, bozulmuş evlilikler sonucu çıkan yangınlar !
Evlilik programlarında buluyorlar tedavilerini.

Kasedi başa sar,
ayaklarının üstünde dur ve yeni tanıştıklarınla kendi savaşını ver
birçoğu maddi olur böylelerinin, çokmu haklılar ev, araba istemekle :(

-------------

Eskiden; savaşlar varmış, yokluk varmış, dostluk, komşuluk varmış birde...

Zamanın savaşlarını, kimse yeterince görmüyor.. Belki de bundadır..

Hani eski filmlerde görürdük,
insanlar birini bıçakladığında; elinden bıçağı düşer, gözleri kocaman olur, ne yaptığına inanamaz ve kendine inanamayıp uzaklara koşardı, vicdanıyla.

Şimdi her gün, her yerde;
başka bir cinayet, gasp, yaralama var. Seri cinayetler halinde bile olabiliyor bu mezarları buluyorlar, sağda solda bizde şaşırıyoruz. Dünyanın çivisi çıkmış diyoruz..

Ruhlarımızı kaybettik; kendi içimizde ... korkarım ki bu sessizce keyif bile veriyor.

Günümüzün yolculukları İÇE , en büyük yolumuz ve sorunumuz..
Neden bu kadar yanlışla devam ediyor herşey?

Sanırım biz bu yolculuğa çıkacak kadar büyüyememişiz. Bizden önce ki zamanın sorunlarını, gördük ve hallettik.. Parayla, sistemle ama başka sorunlar yarattık.

Umarım bizden sonrası da ; bu zamanın yanlışlarını görüp, ona göre değişir.. daha iyisi için.

Pazar, Aralık 14, 2008

Mutluluklara


yanında olmak isterdim,
yanımda olmanı ya da

olamadık oysa

bu yıl ki yaşında;
sana kocaman bir deniz,
yemşeşil verimli topraklar,
bir sürü çocukla dolu bir ada hediye ediyorum.

her yıl biraz daha bağlanıp, bu adanın içinden çıkmak istememen için

Perşembe, Aralık 11, 2008

Hayatın Süprizi


bu akşam oturup neler yaşadığımıza kafa patlatacak kadar zaman geçtiğini düşündüm ve sarıldım klavyemin harflerine, aklımdakileri cümlelerle kurmak için umarım yapabilirim..

Tesadüfler, geçmişin izleri ve varoluşuyla mistik bir hale sürüklendim
bu keyifli yolculukta neler oluyor molasındayım

Neler oluyor bilseniz bu yaşımda; ne beklemediğim, ne de beklediğim birşey değil..
Çok akıllı, mantıklı yada aptalca birşey değil
gülümsediğim yada ağladığım birşey de değil

anlatabileceğim yada anlatamacağım bir şeyde değil

hiç bir şeye benzemiyor


bu hayat bana birşey sunuyor, benim için yepyeni olan

size anlatsam, iki kelimelik bir yazıda kalacak sadece ama yaşadıklarımı sadece anlatabileceğimi düşünmek bile bu yazıdan alıkoyuyor


yaşamak istiyorum ömrümün sonuna kadar

ben beraber geçiremediğim zamana üzülsem de
sesin beni bir o kadar sakinleştiriyor.