Cuma, Nisan 23, 2010

Seni Görmek


Herkesin
farketmeye,
itiraz edebilmek için bilmeye,
hayır demek için kendi güvenini sağlamaya ihtiyacı var.

Önceden edinilmiş sorunları yoksa, bilmediğimiz ama varolan yeteneklerimizi çevrenin etkisiyle geliştiririz.

İlk tecrübelerinden bilenler çoktur.
Bisiklete binenleri görünce bisiklet istediğimizi farkederiz
Özenerek ve merakla ! istediğimiz bisiklet alınırsa, nasıl kullanacağımızı bilmediğimiz yeteneklerimizi, bulmaya başlarız.
Bu katmanı geçen sonra kendi güvenini kazanır ve zamanla ustaca kullanabilir. Bazen elleri havada bisikletli çocuk görür herkes..

Yüzmeyi bilmeyen istek duyduğun da, bisiklete binmek gibi aynı koşulları yaşayarak yetenek kazanır ve ustalaşır.

İlk defası hiç bir zaman çok kolay olmaz.
Önemli olan, deneme cesareti. Her şeyi yapabilme yeteneğine içimizde sahip olduğumuzu bilerek.

(..)

Farkında olmasakta; çevre, davranış ve kapasite hatta inanç, kişilik, dini-milli değerler bizim mantık dediğimiz bilgileri veriyor.

Dini değerleri yüksek bir yönetim varsa, çevrede ki kapalı insanların artması da koşullara uyum göstermenin kanıtıdır.

Mahallede "Bıçkın Delikanlı" olan biri, evini değiştirip çevresi çok kitap okuyan bir ortama girdiğinde, iki seçenek vardır. Ya kitap okuyup bir süre sonra ortama O'da uyum gösterir, ya da hemen uzaklaşır.
Doğru yada yanlış diyemiyorum. Böyle şeyler yok.

Beyin ve genel sistemimiz, bir tür elektriksel yapıya sahip. DNA ve RNA larımız da neler oluyor? Kısa süreli hafıza ve hafıza alanlarımız, bilgiyi yeteneklerimize nasıl katıyor?
Tamamı hala bilim adamlarınca inceleme konusu.

Çocukların öğrenme yeteneği, şüphesiz çok daha hızlı.
Moleküler yapıları henüz daha basit ve hızlı gelişme etkisinde.
Merakları ve öğrenme istekleri var.
Çevresel faktörlerin (gelenek,tabu v.s.) etkisi yok ve cesaretleri var.

(..)

Aşk; mantıkta çözümsüz, anlaşılamayan duygusal yoğunluğunu hissettiğimiz, dağılma.

Aşka süreler biçilmesi (bazen 3 ay, bazen 5 yıl gibi) ise O kişiyle ve paylaştıklarınla ilgili.
Karmaşalarını, tüm sihrinin yerine
Karşındakinin değerlerini öğrenip, ondan aldığın cevaplarla dolduruyorsan !

Senin bunları bulduğu süre de, aşk biter belki de..
Yani seni görmekle aşk biter, bu iyi yada kötü değil sadece bilgi toplama.
Gördüklerin, kaçınılmaz olan gerçekler yerine de
iki kişilik ortak değerler konursa ve bunlar da, dokulara yakınsa... yeni doğan ve süren, iyi ilişkiye doğru dönüşür.

Bu yüzden de "en büyük aşk! insanın kendine duyduğu aşktır" denir belki.
Çözemediği, tanıyamadığı, biçimlendiremediği kendi.

Sistemimizi, alışkanlıklarımızı, öğrenme aşamaların da değişen farklılıklar gösteren ama birbirinin aynı insanlarız aslında..

Şu kitap başlığını yazmadan geçemem! bana daha çok slogan gibi geliyor,
Ancak bir benzerim öldürebilir beni ! Benzerimi bulunca anladım belki..