Pazar, Haziran 08, 2008

Sosyal Sorumluluk

Şu sıralar kendimce sorumluluk hissimle yazıyorum, başka türlü olmuyor.
Boyumu aşıyor bu şehirde olanlar bu nedenle hep gecikiyorum.
Aklım o kadar dağınık ki toparlayamıyorum. Bu karmaşada, gördüklerimize inanmayalım televizyon büyük bir yalan kutusu ve burda gördüklerim, yaşananları kendi istediği gibi veriyor .. Şu yazamadıklarım, TV leri yorumlamakta bile güçlük yaşamamdan. O zaman hislerimle gördüklerim arasında gidip gidip geliyorum.

1 Mayıs ta iş ve internet başındaydım, çalışmak durumunda olan bir işçi kimliğim var ve bu kimlikle seyrettim olanları ama yazamadım, yazamadıkça kendimden uzaklaşır oldum.
Kendini kaybeden mi, yoksa savaşan biri miyim ben? Bazen kaybolduğum kesin..

Daha yürüyüşe 1 hafta varken; onca tepki, medya yayını, olmaz bu yürüyüş! demeler ve bunlar kışkırtma değildi uyarıydı yanlış gördüm ve duydum.
Hani o gün, hastaneye atılan bir bomba değildi. Televizyon yanlış gösterdi.
Taksim de yapılan hazırlığın gösterdiği, hükümetin ne faşistlikle, nede orduyla bir sorunu olmadığıydı..

2008’de işçilere karşı tek provokasyonu bizzat kendileri hazırladı.
Taksim’de ki yaşanılan devlet in konuşmasıydı;
beni desteklemeyenlere karşı ‘cihat’ nasıl uygulanır?

Bu gösteride bedel vererek, canları yanmış insanlara karşı gecikmiş sorumluluk hissimi yaşıyorum
Tekrar geçmiş olsun

http://ntv.com.tr/news/445432.asp

Gül ve Erdoğan’a 1 Mayıs mektubu
Uluslararası emek örgütleri, 1 Mayıs’ta İstanbul’da yaşanan olaylar nedeniyle Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan’a mektup gönderdi. Polisin sert müdahalesine tepki gösterilen mektupta, sendikal haklara saygı gösterilmesi istendi.