Çarşamba, Şubat 14, 2007

364 Gün Sevgiye 1gün Sevgiliye

Sevgiliye olmasa da Sevgiye olur;

Sen varken; anlamlı bu şehir konuşkan, güleç, anlaşmak kolay
Sen varken; denizde yakamoz var, mavi yaşanılası renkli..
Sen varken; hayaller var, umutta sende
Sen varken; saat ler çok önemsiz
Seninle var anlamı, sensizken ötesi boş , yalın
iyiki varsın
sensizliğim anlamsız
:DCan

Yazarken en zor olan, mutlulukları anlatabilmek
çünkü bu duygunun tarifi az, hissedilen şekli dar..
matematiksel baktım biraz, belkide mutluluğun-hüzünlere eşitlerini bulurum diye, bir umutla..
sadece benim melankolik ruh halimden yazamadığıma inanıp birazda,
Sonuç;
acının her türlü hastalığı var, acının ağlamanın binbir çeşidine kafa yoruyor insanoğlu; kaygı, hüzün, sıkıntı, bekleyiş, çıkmazlar, özlemler, gidiş, yitiriş, hatalar...

Karşısına zıttını yazmayı denedim. Yetmedi kelimeleri bulamadım, eşitlemedi durumu..
anlatımlar daha etkisiz oldu ve kalpten mutluluğu, yoğunluk hissini, anlatımı yüksek kılmadı..
diğerleri gibi;
özlemle kavuşmada (kaldıki mutluluk vermeli),
aşkta,
aşıklık güzel ve aşık olmak için yapılan bunca şeye rağmen..
gözyaşı koymuşuz yine..
iyiyken konuşulmaz mutluluk..!
kötüyken yada gitmişken senden; şiirler patlar, geri dönüşler dilenir
garip şekilde acı yakalamalı boğazından insanı
sanki duygunun aktarımında, daha çok hissedilen bu
garipki ne garip..! bu nedenle mutluluğu ifade edebilmek güç bende..

yinede anlatımı kaygısız, güzel bir metin olmasına özen gösterdim..
neylersinki basit bir insanoğluyum ve sınırımı aşacak şeyler yapamıyorum..
rağmen sevdim ben yazmayı.. devamını da istediğimde yaparım artık..

Sensizken
ateş dokunursa yüreğime yakmasın
ya yanan yüreğim olursa ?
suyum da olsun bir kenarda
beni bu yangından çıkaracak kadar kafii !
ya bu yangını söndüremezsem ?

rüzgarım olsun bir tutam
sönmeyen ne varsa arttırsın bitsin herşey
aşk için yanmışsa eğer..
yada sen
ateşim suyum rüzgarım ol gel
en büyük yangınım olsun ,
seninle ne farkeder
ister kül olayım o zaman,
ister tek yürekli sevda
:DCan

Pazartesi, Şubat 12, 2007

Özdeşimden Uzak


Ait olduğum yer neresi?
..
.
Birden farkettim yabancı olduğumu , birden anladığım çok şey arasında olanlar gibi, en sevdiklerimin içindeydim sanki o gün,
konuştuklarının farklı, düşlerinin farklı olduğunu görene kadar.. çünkü evli ve çocuklular
çok doğal bir süreçti başta, evden ayrılmadan önce çok iyi anlaşan kardeşler
bir süre daha sürdürmeye çalışsalarda
o ait olduğu yerde yaşamını, bakış açısını, kurallarını koyma savaşımının, engin denizlerinde..
imdat dedi bazen yetişemediğinde en sevdiğine dedi
kalansa kendi iç savaşlarıyla öğrendiklerini anlayarak yorumladı.. karşı koymuyordu zaten diğerine bu koca denizdekine karşı daha çok özveride bulunmaya devam ederek sürdürdü..
Konuşmalarını, seslerini duyuncaya kadar anlayamadı da
Şimdi o bildiğim ses ne kadar farklı , benimle bu ses böyle çıkmıyor;
imrendim mi, kıskandım mı diye düşünürken
ait olmadığımı hissettim, o seslere katılamadığım için
her şeyiyle öyle farklı ki artık..
Başka en sevdikleri olmuş, hayatları içinde o kadar yakınlar ki!
..
.
şimdi bu bir bardak suyu
denize katsak, aynı sesi, aynı tadı
verir mi verir lakin kalsın bir süre daha alıştığı tadda..

Cumartesi, Şubat 10, 2007

Yarım Kalan Hayaller


Gitmek mümkün mü senin olduğun yerden, kaçmak yaşamından, senin kıyılarından öteye
açılacak yer varmı ! ruhum orda kaldı sanki herşey uzak.. mümkünmü hiç bu dünyada sen yaşarken sensiz olmak..

bir gün bir karar vermek gerektiğinde, seni unutmanın kolay yapılacak bişey olmadığını görmek gibi..

gittiğim gibi kaldım, gölgemi orda bırakarak
bir ileri, bir geri ..
yarım kalan hayallerimi de
ve
gittiğin gibi dağıldım hüznün kollarında.. çaresizim, çaresiz..

tavanı alçak, penceresi küçük çatı katı odamda geceleri, ay ışığından gelen aydınlıktı odama vuran.. Birgün ay görünmezse pencereden, karanlığımı sen düşün artık..

Kurgusal fotoğrafın, gerçeklere dönüşünde oluşan
ruh halimle akıttım bugün,
dünyadaki nöbetlerimiz devam edecek muhakkak..

Pazar, Şubat 04, 2007

Beşi Bir Yerde


Rehavet ebeymiş, sobelemiş..
Oyunun kuralı; hakkımda, sınırsız bir 5 bilinmeyen bilgi vermem isteniyor..
Şişe çevirmekten iyidir :) en azından doğru cevaplanması gereken sorular yok başlıyorum;

1) Patlıcan kabusum... üniversitede ucuz yemek yemek için pazar yapardık. Ev arkadaşım 5 kilo patlıcanı, bu işi çok ucuza getirmek için alınca ve haftanın her günü bir çeşit yemek olarak pişirince bir daha yiyemez oldum! bu kabus bir arkadaş hatırasıdır bana, o haftadan sonra patlıcanın hiç bir yemeğini yememeye gayret ediyorum..

2) Hatıralarımı bırakmam saklarım.. garip ama orta okulda elişleri dersinde yaptığım, panda nın kalıplarını, hatıra defterlerimi, bir kaç küçük boncuk ve taşımı, ilkokul öğretmenimin ve arkadaşlarımın gönderdikleri kartları, hazine gibi hala saklarım.

3) Nedense herşeyi çok ciddiye alan biriyim. Detaylarda çok geziniyorum, küçükken yaprakların düşüşüne dalardım. Her şeye daha dikkatli baktığım için eve geç giriyordum.
İlkokul 5 teyken resim dersi ödevi için, dış ortamda gördüklerimizi çizmemizi istediler. Samsun un şu meşhur Atatürk heykelinin resmini çizdim. Resmimi benim yaptığımı söylesemde, derslerimi başkalarına yaptırmamam gerektiğine dair sert bir tepkiyle yerime oturdum. Sen kimsin ki bu kadar benzetiyorsun dimi? :)

4) İnsanları anlamak üzerine kurduğum 17-18 yaşlarım, çok önemli kararlarımı alabildiğim, kendimi değiştirmeye zemin hazırladığım yıllarım oldu. O yaz, OSS sınavı sonrası 26 kitap okudum birikimli birileriyle karşılaşacağımı düşünerek, onlarla sohbet edebilmeye hazırlık içindi başta sonra hiç bırakamadım.. Öyleki; bulaşık yıkarken bile karşıma kitabı koyacak kadar delice..

5) Genelde güler yüzlü, edilgen biriyim, konuşmak-dinlemek arası bir yerdeysem, dinliyorum. Konuşmam gerekirse çok net konuşuyorum, hatta çok.. Dostlarımın ise her zaman kredileri yüksektir ve genelde dinlemeyi isterim ; edilgenliğim ve karşılıksız itaatkar tavrımla bağlanırım dost olana..

Bu kadar şimdilik, daha yazacaktım ama belli olmaz yine yakalanırsam diye saklıyorum.. :)

Gürhanca, Kurmaca sobe sobee sıra sizde..

Ard(t)a Kalanlar


Bu kurgu anlatılmaz yaşanır.
.
Teşekkürler! öğretti, tekrar-yeniden...
.
.
.
Demekki istekler öncelikliyse önüne geçilemiyormuş
önceliklerin varsa, imkansız sayılan yok olur herşey yapılabilirmiş
öylemi?..
ötesi bahane bahane
.
Haberin geldi malum en sevdiğin arkadaşın hemen anlattı,
biri sırtımdan hafif acıttı sanki.. içime kadar geldi soğuk demir acısı
sağol unutmamışsın hiç,
zamanı boş geçmemiş, istediğini yapıvermişsin
her zaman önceliklerini yapabileceğini biliyorum..
Hadi hayırlısı.. bahtın ve yolun açık olsun..